Yazıya aklımızdan hiç çıkarmayacağımız gazeteci tanımı ile başlayalım;
Gazeteci : “Ulaşmak istediği kitle için en önemli bilgileri toplayarak haber haline getiren ve kişileri bilgilendirerek düşünmeye sevk eden meslek mensubu”dur.
Kasım aynının sonlarında ortaya çıkan bir iddia sonucunda bu tanımında artık tartışmaya açık hale geldiği aşikar. Bunun nedeni ise çok okunan gazetelerin birinde ki, güzide ve popüler bir yazarın para karşılığında röportaj yaptığı iddiasıdır. Bu iddiayı meslektaşları da doğrularken, sadece gazetenin yönetim kurulu başkanı bir açıklama yaparak bu durumu yalanladı.
Olayın yapılmış veya yapılmamış olmasını yazının ileri ki bölümlerinde tartışmaya açacağız, biz şimdilik işin biraz daha farklı boyutuna bakacağız. Öncelikle dijital mecra’da reklam için akla gelen ilk kişileri tanımlamakla başlayacağız.
İnfluencer Nedir? İnfluencer Marketing Nedir?
İnfluencer en doğru tanımıyla şudur;
‘’ Sahip oldukları sosyal medya ve dijital kanallar aracılığı ile herhangi bir ürün ya da servis hakkındaki yaşadıklarını, deneyimlerini takipçileri ile paylaşmaları yoluyla tanıtım ve pazarlama aktiviteleri yapan, belirli bir topluluğu etkileme ve yönlendirme gücüne sahip kişi, kişiler ve gruplara influencer denir. ‘’
İnfluencer Marketing’in tanımı ise şu’dur;
‘’Influencer marketing, eski ve yeni pazarlama kanalları üzerinde, tanınmış kişi ve hesaplarla yapılan, markayı ya da belli bir ürünü ön plana çıkartmak için yapılan tanıtım çalışmalarıdır.’’
Bu iki tanımı birleştirecek olursak ;
‘’Belli bir kitle üzerinde etkisi olan, o kitleyi satın almaya yönlendiren insanlar ile markaların dijital üzerinde ki iş birliği.‘’
Gazeteci’den İnfluencer Olur mu?
Öncelikle gazeteciliğin bir reklam aracı olmadığını, gazetecinin de bir reklamcı olmadığını düşünerek bu soruya doğrudan ‘’hayır’’ diyoruz. Çünkü influencerların sorumlulukları ile gazetecinin sorumluğu farklı alanlardır. Gazetecinin temel görevi olayları bağımsız gözlerle izleyip, haberleştirmektir. İnfluencer ise bağımsız davranamaz. Çünkü bir iş anlaşması yapmıştır.
Diğer bir yandan gazetecilik bir meslek olduğundan dolayı etik kurallara, belirlenmiş bir çerçeveye sahiptir. Gazetecinin bir sorumluluğu vardır ve yaptığı kalıcıdır. Oysa İnfluencerın net olarak çizilmiş toplumsal çizgileri yoktur. Her influencerın kendine özel çizgileri vardır. Sorumlulukları gazeteciler kadar keskin değildir ve toplumun geneline değil, kendi kitlelerine seslenirler. Yani gazeteci-influencer arasında ki uçlar çok açık ve nettir.
Reklamveren-Gazeteci Denklemi
İki uçlu bir tahterevalli düşünün. Bir ucunda gazetenin patronu, diğer tarafında ise reklam veren bulunmakta. Bunun tam ortasında ise gazeteciler. Hangi taraf ağır basarsa, denge o kadar bozulmakta. Reklamverenin reklama, gazete patronun ise gelire ihtiyacı vardır. Bu da bir arz-talep dengesi yaratıyor. Ama bu arz-talep ilişkisinde olan gazetecilere oluyor belki de.
Yazının başında ki iddiayı burada biraz daha derinleştirmek gerekiyor. Olayı biraz daha açalım;
‘’Gazetenin köşe yazarlarından birine para ile röportaj yapması konusunda teklif geliyor. Köşe yazarı bu durumu kabul ediyor. Gizli reklamların olduğu ve gazetenin de bundan para kazandığı söyleniyor.’’
Aslında bu durum yukarıda anlattığımız arz-talep dengesini çok iyi anlatıyor. Köşe yazarı bu iş’ten para kazanırken, etik kuralları ihlal ediyor, gazete bu kuralların ihlal edildiğini bildiği halde sesini çıkarmıyor. Burada kimse kimseye dokunmadan herkes payına düşeni alsın, sessizce dağılalım durumu var. Bu durumu bir de okuyucu gözünden değerlendirelim.
Okuyucu Açısından Gazeteci-Reklam İlişkisi
Her okuyucu dijital ve televizyon başta olmak üzere günde binlerce reklama denk gelir. O binlerce reklam içerisinde çoğu kez tıkılıp kalır. Öyle bir hale gelir ki, artık reklamdan kaçamaz bir hale gelir. Televizyon izler reklamla karşılaşır, internette gezer reklamla karşılaşır, video izler reklamla karşılaşır, sokağa çıkar reklamla karşılaşır.
Bu durumda elinde tek bir çare kalır. Okumak. Bunun için eline gazeteyi aldığında, köşe yazarlarını ve haberlerini okur. Düşünsenize bir yazarın köşesini okurken, bunun reklam olarak anladığınızı. O gazeteyi elinizden derhal bırakmaz mısınız?
Etik-Reklam-Gazeteci Üçgeni
Öncelikle burada ki ‘’etik’’ kavramını meslek ahlakı olarak kullanacağız.
Etik her mesleğin görünen ve görünmeyen çizgilerini, ahlaki sorumluluklarını temsil eder. Mesleki etikler ne kadar uygulanır ise, gerçekçiliği ve itibarı o kadar yüksektir. Eğer etik sorumluluklar bir meslekte gösterilmiyorsa, o mesleği icra edenlerin işlerini hakkıyla yapmadığına işarettir.
Ele aldığımız konudan çıkarak durumu anlatalım ;
‘’Gazeteci, gazeteciliğin etik ve ahlaki kurallarını harfiyen yerine getirendir. Bu etik kuralları yerine getiremeyen gazeteci, mesleğini hakkıyla icra edemez‘’
Diğer bir yandan gazetelerin reklamlara, reklamverenlerin gazetelere, gazetelerin de yazarlara ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç zincirlemesi bir sonra iç içe geçer. Bunlar arasında ki bütün çizgileri belirleyen şey, mesleki etik kurallarıdır.
Bu etik kurallar bozulduğu anda, marka imajını, mesleki etik kuralları yerle bir eden bir anlayış ortaya çıkar. Bu olduğu anda da okuyucu gazete’den uzaklaşır. Farklı alternatifleri arayarak, gazetenin yaşayacağı düşüşlerde bir etken olur.
Yazıyı şöyle bitirelim;
Gazeteci ve influencer arasında ciddi bir ayrım var. Bu ayrımı bir araya getirmek, reklamverenlerin işine gelse de, diğer bir yanda ciddi bir anlamda mesleki dejenereye sebep olmaktadır.
Sadece bu yüzden bile gazeteci’den İnfluencer olmadı, olmuyor. Oldurulmak isteyen de gazeteci kavramına sığmıyor.
Yorumla