Dünya’da yaşayan hemen hemen herkesin artık iki farklı yaşamı var. Bunların birincisi nefes alıp verdiği, dokunabildiği, iletişimi bilgisayar veya türevi araçlarından yapmadığı reel yaşam. Diğeri ise daha suni ama daha geniş, birebir dokunamadığı, elektronik iletişim araçlarından faydalandığı dijital yaşam. İki dünya’da etkileşim kurarak birbirine bağlanır insanoğlu.
İki farklı yaşam olunca insanın, reel yaşamını dijital yaşamına entegre etmeye çalıştı. Alışkanlıklarını değiştirdi, iletişim yöntem ve kişisel psikolojisini dijital yaşamına taşıdı. Bunun eksi ve artıları saymakla bitmez. Lakin şunu net olarak söyleyebiliriz ; eksisi, artısına göre daha fazla görünmektedir.
Reel yaşam tarzı, reel kişiliği, reel beğenileri dijitale entegre olduğunda değişimler yaşadı insanoğlu. Bu değişimlerin bir çoğu maalesef yalanlar üzerine kuruldu. Bu kişinin özelliklerinden, yaşam tarzına, hobilerine ve hatta kendi psikolojisine kadar bir çok konuda yalanlarla dolu. O yüzdendir ki reel kişilikler ile, reel kişiliklerin sahip olduğu dijital kimlikler arasında derin uçurumlar söz konusudur.
Bunun nedenini biraz da olsa araştırmaya kalktığımızda bir çok nedeni olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Bunun birkaç nedenini de şöyle sıralayabiliriz ;
1_ Sosyal statü endişesi
2_ Kendini başkalarına beğendirme ve ispat isteği
3_ Kültürel ve kavramsal kargaşalar
4_ Ortasınıf veya lüks sınıf hayalleri
5_Ciddi anlamda psikolojik bozukluk
6_ Asosyallik
7_İletişimsel başarısızlık
Diğer bir yandan insanların bir çoğu, reel hayatta ki eksikliklerini de dijital hayatlarına taşıdı. Üstelik bu eksiklikler bir süre sonra sosyolojik bir yapıyı ve o yapının eksikliklerini de net olarak bize gösterdi. Bu eksikliklerin bir kaçını sıralamamız gerekirse;
1_ Argo kullanımı, kaba kuvvet kullanma isteği, başka düşünceleri bastırma isteği.
2_ Tartışma kültürünün oturtulmamış olması.
3_ Fanatizim ( Düşünce fanatizmi, takım fanatizmi, dini fanatizim vs. )
4_ Düşünce tahammülsüzlüğü ve düşünce fetişizmi.
Bu maddeleri fazlalaştırabiliriz. Maalesef reel hayatta ki gördüğümüz her olumsuzluk olduğu gibi dijitale yansıdı.
Her şeyin bu kadar karmaşık olduğu, bir o kadar da doğru empoze edilmediği dijital dünya’da, dijital nüfusla etkileşim nasıl olmalı ? Bu sorunun cevabı üzerinde duralım biraz da.
Doğru ve Yanlış Dijital Etkileşim Üzerine
Bir etkileşim içerisine girmek reel ve dijital hayatta etkitepki içerisinde olmak demektir. Yani bir görüşün varlığı, derinliğiyle ‘’etki‘’ yaratırken, o görüşün karşıtlığı veya kabul edilişi de bir ‘’tepki‘’ yaratır. Bunların insanlar arasında uygulanışına ise ‘’iletişim‘’ denir. Aslında formül çok basit görünse de, pratikte hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
Reel bir örnekten bahsederek devam edelim ;
Rengi kırmızı olan bir kaleminiz olduğunu düşünelim. Kalemin kendisi bir varlık ve maddedir. Rengi olan kırmızı ise onun özelliklerinden biri olur. Siz elinizde tuttuğunuzun kalem olduğuna, ve renginin kırmızı olduğuna inanır, kaleminizin özelliklerini ve varlığını çevrenizde ki insanlara göstererek, insanların da elinizde tuttuğunuzun, bir kalem olduğuna ve kalemin renginin kırmızı olduğuna onları inandırmaya çalışırsınız. Hatta bunu kısmen başarır ve kendi etrafınızda size benzeyen ve kaleminizin varlığına, onun rengine inanan insanları toplamaya başlarsınız. Lakin başka bir birey gelip, o can alıcı soruyu sorarak tartışmayı başlatır ;
‘’ Ya o elinde ki kalem kalem değilse, rengi de kırmızı değilse ? ‘’
İşte burada muhtemelen kısır döngüye girecek bir tartışma başlar. Bu felsefi döngü etrafında iki (bazen çok daha fazla) farklı grup birbiriyle sürekli tartışmalar yaşar. Bir tarafta kalemi ve onun kırmızı olduğunu görenler, diğer tarafta ise o kaleminin varlığınan inanmayıp, renginin de kırmızı olduğuna inanmayanlar vardır. Reel bir yaşamda bu durumun etkileşimi; uzun tartışmalardır. Onayanlar ve ret edenler, uzlaşma ihtiyacını isteyenler, veya üçüncü bir yol arayan topluluklar ile zengin ama bir o kadar uzun soluklu beyin fırtınaları ortaya çıkar.
Bununda adına da ‘’ felsefe ‘’ demiş olsak yanılmayız. Ama iş dijital hayata geldiğinde bu örnek biraz daha değişir. Örneği dijitale uyarlamamız gerekirse;
Elinizde yine kırmızı bir kalem vardır, o kırmızı kalemi insanlara tanıtır ve anlatırsınız. Ardından o kırmızı kalemin, gerçek bir kalem olduğunu anlatmak için insanoğluyla tanıştırırsınız. Sonra da onun kırmızı olduğunu anlatırsınız. Karşınıza yine karşıt düşünceden birileri çıkar. Lakin bu sefer durum farklıdır. Karşıt veya kendi düşüncenizde ki insanlara dokunamadığınız ve tanımadığınızdan dolayı, kültürel düzeyine veya inandırıcılığına veya samimiyetine güvenemezsiniz. Aynı durum karşıt düşüncenizde olan insanlar içinde geçerlidir. Reel yaşamda felsefe olan tartışma düzeni, bu sefer koca bir kaos halini alır.
Bunun nedeni tam olarak, reel kimlik ve kişiliklerin dijital dünya’ya doğru entegrasyon olamamasıdır.
Dünyanın en başarılı yönetmeni, en adil devlet adamı, en bilgili filozofu, veya en zeki insanı olsanızda fark etmez. Dijital yaşamda hakaret yemek çok kolay iken, başarınızın tebriği ise çok zordur.
Diğer bir yandan ise yüzyıllardır değişmeyen bir kural dijitalde de geçerliliğini korur. O kural şu’dur ;
‘’ Doğru iletişim=Doğru etkileşim ‘’
Dijital dünyada bunu da yanlış anlayan marka, kurum ve kişilerin sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur. Kendi fikirlerinin doğruluğunun ispatı, fikrin kendisi yanlış olsa bile empoze edilmesinin gerekliği çok fazla yanlış yaptırır. Bu yanlışların bir kaçını açıklayalım ;
1_ Trollük yoluyla toplumsal bir baskı alanı yaratmaya çalışmak.
2_ Manipülasyon
3_ Bilgi kirliliği ve kirli bilginin yayılması
4_ Fanatizm ve örgütlü fanatizm ile düşüncenin kutsal hale getirilmeye çalışılması.
5_Dijital de yapılan manipülasyon, bilgi kirliliği, fanatizmin reel hayata entegre edilmeye çalışılarak, toplumsal hareket ve düşünce alanlarının baskı altına alınmaya çalışılması.
Bunları çoğaltarak devam edebiliriz. Lakin bu yazımızı oldukça uzatır.
Doğru etkileşim yolları halbu ki daha kolay, daha ucuz, daha verimli ve daha insancıldır. Üstelik marka, birey, veya kurumsal itibara çok önemli şeyler katar. Doğru etkileşim yolları üzerinde biraz daha durmamız gerekiyor. Doğru etkileşimin anahtarını veya yaklaşım yollarının bazılarını şöyle sıralamak istiyorum ;
1-Doğru iletişim Kurun (Doğru tanıtın kendinizi veya markanızı, doğru anlatımla her boşluğu doldurmaya özen gösterin.
2-Etki-Tepkiye Önem Verin (Eleştiriye tahammül edin, övgü de şımarmayın)
3-Kimseyi Yanıtsız Bırakmayın (Binlerce yorum alsanızda da, insanlar sorularının veya dileklerinin cevaplamasını ister)
4-Sahtecilik Yerine Gerçekliği Tercih Edin (Sahte yorum-Sahte Takipçi-Sahte Beğeniden Uzak durun ve Onun yerine gerçeği kabullenerek gelişme yollarını arayın)
5-Planlı Çalışın ve Disiplinli Olun (Sizi takip edenler, sizden gelecek her paylaşımı bekler)
6-Hareket Kabiliyetiniz Olsun ve Değişime Açık Olun (En doğruyu siz yapamazsınız, yaptığınız yanlıştan dönmek içinde geç değildir)
7-Özeleştri Yapabilin-Özür Dilemeyi Bilin (Yaptığınız yanlışın özeleştirisini verebilmeli, gerektiğinde özür dileyebilmelisiniz)
8-Ajitasyon ve Baskıcılıktan Uzak Durun (İnsanlık ne çektiyse ajitasyon ve baskıcılıktan çekti. Bu durum artık insanların görmek istemediği bir durumdur)
9-Reklam Kokmayın (Günde bin’den fazla reklam gören insanoğlu, hareketlerinizin reklam olduğunu anlarsa sizi terk etmekten çekinmeyecektir)
10-Manipüle Etmeyin-Galyana Getirmeyin-Fanatizm Yaratmayın (İnsanları manipüle etmek,galyana getirmek veya onları fanatize etmek kolaydır. Lakin onları fanatize ettiğinizde, kitlenizi kontrol etmeniz imkansızdır)
11-Yaratıcı ve Özgün Olun (Zihniniz her gün binlerce kez düşünceye dalar, çok azını uygular. Çok azı kendi öz düşüncesi olup, çoğu çağrışımdır )
12-Doğal Olun-Hata yapmak Korkmayın (Doğal hareket edin, doğallığı elden bırakmayın. Hata yapmaktan
korkmayın, siz bir robot değilsiniz)
Etkileşim bu hayatın anahtarıdır. Bu hayatta ki konumunuzu, varlığınızı ve güvenirliğinizi belirler. Dijital hayatta ve reel hayatta da insanlar en çok da‘’ güvenmek ‘’ ister.
Güveninizi ve güvenirliliğinizi hiç kaybetmemeniz dileğiyle.
Yorumla